Grandük Notaras’ın “Şehirde Latin külahı görmektense, Türk sarığı görmeyi yeğlerim
Tarihin tozlu sayfalarında yankılanan Dördüncü Haçlı Seferi, başlangıçta Kutsal Toprakları kurtarma idealiyle yola çıkmış, ancak beklenmedik olaylar zinciriyle yön değiştirerek Bizans İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’in düşüşüne ve yağmalanmasına neden olmuştur. Bu sefer, Hristiyanlık tarihindeki en büyük kırılmalardan birine, Katolik ve Ortodoks dünyaları arasındaki geri dönülmez ayrılığa yol açmıştır.
Papa III. Innocentius’un çağrısıyla toplanan Haçlı reisleri, yaptıkları toplantıda Mısır’a sefer düzenleme kararı aldılar. Seferin lojistiği için Venediklilerle anlaşma yapıldı ve ödeme konusunda da mutabakata varıldı. Ancak Venedikliler, ticari çıkarlarını her şeyin üzerinde tutarak Eyyubi Sultanı Melik Adil ile gizlice anlaştılar ve Haçlı seferinin yönünü değiştireceklerini belirttiler.
Ödeme günü geldiğinde Haçlılar, vaat ettikleri parayı denkleştiremediler. Bu durum, Venedikliler için eşsiz bir fırsat sundu. İlk teklifleri, Haçlıların Adriyatik kıyısındaki Macarlarla sorunlu olan Zara şehrini zapt etmeleriydi. Bu teklif kabul edildi ve Zara, Haçlılar tarafından yağmalandı.
Zara’da bulundukları sırada önemli bir gelişme yaşandı: Esaretten kaçan Bizans İmparatoru II. İsaakios ve oğlu Aleksios, Haçlılarla anlaştı. Bizans tahtına geçmelerine yardım etmeleri karşılığında Haçlılara yüksek miktarda ödeme yapacaklarını ve kiliselerin birleşmesini sağlayacaklarını vaat ettiler. Bu cazip teklif kabul edildi ve Haçlılar, Venediklilerle birlikte İstanbul’a doğru yola çıktılar.
Dönemin Bizans İmparatoru III. Aleksios Angelos, büyük Haçlı ordusuna karşı başarılı olamayacağını anlayınca şehri terk etti. Böylece IV. Aleksios ve babası II. İsaakios Bizans tahtına oturdu. Ancak yeni imparator, Haçlılara taahhüt ettiği parayı ödeyemedi. Üstelik Haçlıların varlığı ve davranışları halkın büyük rahatsızlığına neden oldu. Bu durum, halkın sabrını taşırdı ve bir isyan patlak verdi. Haçlıların tahta çıkardığı Aleksios tahttan indirildi ve katledildi. İsyan eden halk, kendi istedikleri Murzuphulos‘u imparator ilan etti.
Haçlılar bu durumdan hiç memnun değildi. Hem tahta kendilerine muhalif biri geçmiş, hem de vaat edilen parayı alamamışlardı. Haçlılar şehre iki kez saldırdılar ve ikinci saldırılarında İstanbul’a girmeyi başardılar. Üç gün boyunca şehri amansızca yağmaladılar, hiçbir şeye saygı göstermeksizin katliamlar yaptılar. Öyle ki, Ayasofya’nın mihrabında dansöz bile oynattılar. Bu olaylar, Katolik ve Ortodoks dünyası arasındaki ayrılığı geri dönülmez bir şekilde derinleştirdi.
16 Mayıs 1204’te Haçlılar, Dördüncü Haçlı Seferi sonucunda İstanbul’u ele geçirildi ve şehirde bir Latin İmparatorluğu kuruldu. Bu olayla birlikte, Flandre Kontu IX. Baudouin tahta çıkarak ilk Latin İmparatoru oldu. Venedikli Thomas Morosini ise şehrin ilk Latin Patriği olarak atandı. Bizans İmparatorluğu’nun toprakları Baudouin, Venedik ve diğer Haçlı liderler arasında paylaşıldı.
İstanbul, 57 yıl boyunca Latin egemenliği altında kaldı. Bu süre zarfında, Bizanslılar topraklarını ve kültürlerini geri kazanmak için sürekli bir mücadele verdiler. Latin işgaline karşı direniş, çeşitli Bizans soyluları ve liderler tarafından organize edildi. Nihayet, 1261 yılında İmparator VIII. Mihail Paleologos liderliğindeki Bizans güçleri, Latinlerden İstanbul’u geri almayı başardı.
Bu trajik olaylar, Bizans İmparatorluğu’nun zayıflamasına ve nihayetinde çöküşüne giden yolda önemli bir dönüm noktası olmuştur. Nitekim, 1453 İstanbul’un fethi sırasında Grandük Notaras’ın “Şehirde Latin külahı görmektense, Türk sarığı görmeyi yeğlerim” sözü, bu acı tecrübelerin Bizans halkı üzerinde bıraktığı derin izi ve Katolik Latinlere duyulan büyük nefreti çarpıcı bir şekilde özetlemektedir. Bu söz, Latin İmparatorluğu’nun Bizans halkı tarafından nasıl bir işgal olarak görüldüğünü ve iki Hristiyan mezhebi arasındaki uçurumu gözler önüne sermektedir

Grandük Notaras
Kaynaklar
- Afyoncu, Erhan. Bir Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed.
- Daş, Mustafa. Bizans’ın Düşüşü.
- Usta, Aydın. Sorularla Bizans İmparatorluğu.